Tükettiğimiz sütün güvenli ve izlenebilir olması, hem bireysel sağlık hem de toplum sağlığı açısından kritiktir. Piyasadan rastgele toplanan, üzerinde üretici, tarih ve işleme bilgisi olmayan sütler gizli riskler taşıyabilir.
1) Bakteriyel ve Viral Kontaminasyon Riski
Kaynağı bilinmeyen sütler, uygun sağlık ve hijyen koşullarında işlenmemiş olabilir. Pastörizasyon uygulanmamış veya yetersiz uygulanmış sütlerde Salmonella, E. coli, Listeria gibi patojenler bulunabilir; bu da ishal, yüksek ateş, ciddi enfeksiyonlara yol açabilir — özellikle çocuklar, yaşlılar ve bağışıklığı baskılanmış kişiler için tehlikeli.
Hayvanlara uygunsuz antibiyotik veya hormon uygulamaları olduysa, süt ürünlerinde kalıntılar kalabilir. Bu durum:
· Antibiyotik direncini artırabilir,
· Alerjik reaksiyonlara neden olabilir,
· Uzun vadede hormonal dengesizliklere katkıda bulunabilir.
Güvenilirliği az sütler bazen suyla sulandırılabilir veya kıvam artırmak için nişasta/zararlı kimyasallar eklenebilir. Bu katkılar:
· Besin değerini düşürür,
· Sindirim sorunlarına veya toksik reaksiyonlara yol açabilir.
Ambalajda; üretici adı, üretim-hizmet tarihleri, lot numarası, işletme kayıt numarası gibi bilgiler yoksa herhangi bir problemde geriye dönük takip yapılamaz. Bu, toplu sağlıksal risklerin yönetimini zorlaştırır.
Güvensiz süt tüketimi salgınlara, sağlık hizmetlerinde artışa ve tüketici güveninin azalmasına yol açar. Küçük üreticiler için haksız rekabet ve kayıt dışı ekonominin büyümesi gibi sorunlar ortaya çıkar.
Kaynağı belli olmayan sütler “ucuz” veya “anlık” çözüm gibi gözükse de taşıdığı sağlık riskleri ve ekonomik sonuçlar ağır olabilir. Etiket bilgilerini kontrol etmek, güvenilir tedarikçilerle çalışmak ve gerektiğinde analiz yaptırmak küçük bir yatırım gibi görünse de uzun vadede büyük sorunların önüne geçer.